Paylaş Facebook Facebook Facebook Facebook Facebook
27.10.2014

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den ‘İlim, Hikmet ve Marifet’ konferansı…

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den ‘İlim, Hikmet ve Marifet’ konferansı…


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İstanbul Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi öğrencilerine yönelik bir konferans verdi.

İstanbul Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi öğrencilerinin tamamının katıldığı konferansta konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, İslam İlim ve Kültür Tarihi başlığı altında sürdürdüğü konferansında ilim kavramındaki daralma ve kırılmaların nedenlerini de dönemsel olarak anlattı.

Bilgiyi ifade eden ilim, hikmet ve marifet kavramlarını da açıklayan Başkan Görmez, “Bizim medeniyetimizde bilgiyi ifade eden üç kavram var, ilim, hikmet ve marifet… İlmin sahibine alim, hikmetin sahibine hakim, marifetin sahibine arif diyoruz. Bugün fakültelerimizin, hocalarımızın sayısı artmasına rağmen İslam dünyasında bir bilgi sorunu varsa, bu üç kavramı birleştirememekten kaynaklanıyor.” dedi.

İlmin tarifinde yaşanan iki kırılma noktasını da paylaşan Başkan Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Tarihimizdeki bazı yanlış anlayışlar neticesinde ilim kavramında ne yazık ki bir daralma yaşanmıştır….”

Bizim medeniyetimizde, ilim ve kültür tarihimizde, ilmin tarifine göre farklı alim tanımları olmuştur.  Fakihlerin, karîlerin, tasavvuf ekollerinin, hadis ekollerinin, usülcülerin ilim ve alim tanımlarında çeşitlilik bulunabiliyor. İslam kültür ve medeniyetinde, ilmin tarifinde iki daralma ve bir kırılma olmuştur. Birinci kırılma, bilhassa alimlerin sayısı çoğalınca, her alimden bir ses çıkınca, ilim bizi, vahdete, tevhide, birlik ve beraberliğe götürmesi gerekirken, bilakis ihtilaf ve tartışmalara götürünce, dini saiklerle, “ancak müctehid olan alim olur” gibi anlayışlarla, ilim kavramında bir daralma yaşanmıştır. Yani “alim, aynı zamanda müctehid olmalıdır” fikriyle birlikte bir daralma yaşanmıştır. Dini saiklerle din emniyetini sağlamak için, tartışmaları aza indirgemek için bazı alimler bu konu üzerinde ısrar etmişlerdir.