Paylaş Facebook Facebook Facebook Facebook Facebook
06.12.2016

Diyanetten "Çocukluk Döneminde Mahremiyet" eğitimi

Diyanet İşleri Başkanlığı, 81 ilden gelen 250 din görevlisine, hadis ve ayetlerle desteklenen "Mahremiyet Bilinci ve Çocukluk Döneminde Mahremiyet Eğitimi" verdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Doç. Dr. Huriye Martı tarafından 81 ilden gelen 250 din görevlisinin bilgilendirilmesine yönelik "Mahremiyet Bilinci ve Çocukluk Döneminde Mahremiyet Eğitimi" konulu bir seminer düzenlendi.

Martı, din görevlilerine, mahremiyete dair sınırların, sadece insan aklının ve beşeri hukukun değil aynı zamanda ilahi iradenin de müdahale ettiği, koruduğu, korunmasını istediği ve çiğnendiğinde ceza öngördüğü sınırlar olduğunu anlattı.

 "Aileler, mahremiyet eğitimini atlıyor"

Martı, çoğu zaman mahremiyet eğitimlerinin aileler tarafından atlandığına dikkat çekerek, mahremiyet eğitiminin erken dönem çocukluk evresinde verilmesi gerektiğini söyledi.

Çocuğa iki yaşından itibaren bedeninin özel bölgelerinin öğretilmesini, bu konuda anne babaların da hassas olması gerektiğini ve özel alan ihlallerinde tepki vererek, onun da tepki vermesi gerektiğinin çocuğa öğretilmesi gerektiğini anlatan Martı, "Çocukla birlikteyken mahremiyet ihlali içeren durumlarla karşılaşıldığında, çocuğun duyacağı şekilde bunun doğru olmadığına dair sağlıklı tepkiler verilmelidir" dedi. 

Martı, çocuğun soyunma ve giyinmede yalnız olması gerektiğini, anne babaların çocukların elbiselerini herkesin içinde değiştirmemesi ve kimsenin görmediği bir ortamda giyinmesinin sağlamaları gerektiğini ifade etti. 

"Mahrem bölgeleri, sevgi objesi olarak kullanmayın"

Anne-baba, eş-dost ve akrabalar tarafından çocuğa sevgi gösterilirken vücudunun özel bölgelerine dokunulmaması gerektiğini anlatan Martı, "Mahrem kısımlarına vurarak ya da öperek sevilmemeli, özel bölgelerini göstermesine yönelik şakalar yapılmamalıdır. Vücudunun bütün bölgelerinin sevimli ve dokunulabilir olduğu fikri, çocuğu sevgi zannettiği istismar davranışlarına karşı korunmasız hale getirmektedir." ifadelerini kullandı.  

Martı, çocuğa "Bir başkasının sana dokunması ancak senin iznine bağlıdır" mesajı verilmesini, kendisine güç uygulandığında karşılık vermesi gerektiğini bilmesinin önemli olduğuna dikkat çekti.

"Birbirinizin kusurlarını ve mahremini araştırmayın" emri

Üç-dört yaşlarından itibaren çocuğa ebeveynin odasına girerken kapıyı çalması ve izin istemesi gerektiği, özel alanın ancak izinle kullanıma açılabileceği, bir başkasının evinde yatak odası ve banyo bölümüne girilmeyeceğinin öğretilmesi gerektiğini vurgulayan Martı, "Anne ve babanın, çocuğun odasına girerken izin istemesi, çocuğun giyindiği ana rastlarsa özür dilemesi, eşyalarını, çantasını, çekmecelerini, ceplerini ondan izinsiz karıştırmaması gerekir" diye konuştu. Martı, katılımcılara, bu konuda "Birbirinizin kusurlarını ve mahremini araştırmayın" şeklindeki Hucurat Suresinin 12'inci ayetini hatırlattı.

İki yaşından itibaren çocukların anne ve babasından ayrı bir odada yatması, kardeşlerin yataklarının da beş yaşından itibaren ayrılması tavsiyesinde bulunurken, Hz. Muhammed'in, en geç on yaşında yatakların ayrılması yönündeki tavsiyesini de anımsattı.

İlkokul dönemiyle birlikte kız ve erkek çocuklarının odalarının ayrılması gerektiğine dikkati çeken Martı, "Çünkü beraber bulundukları odada giyinip soyunurken, yatarken, temizlenirken birbirlerinin özel alanını ihlal edebilirler. Eğer imkan yoksa, paravanla ayrılarak odada kendilerine özel alanlar oluşturulmalıdır." önerisinde bulundu.

Martı, çocuklara, "Sen özelsin. Bedenin sana Allah'ın emanetidir, değerlidir ve dokunulmazdır. Özel alanını korumalı, başkalarının özel alanına saygılı olmalısın. Unutma ki, her özel alan diğer bir özel alanla yan yanadır." mesajı verilmesini tavsiye etti.